Alman Hamamböceği
Kalorifer böceği olarak da bilinen bu böcek açık kahverenginde ve ön göğüs bölgesinde iki koyu bant taşırlar. 10-12 mm boyundadır. Bu haşere türü yumurta yöntemiyle ürer ve çoğalır. Hamamböcekleri içinde yumurta bulunan kapsüller halinde ürerler. Her bir kapsül içinde 35-40 adet yumurta bulunur. Bu böcekler yumurtalarını sırtlarında taşıyarak gittikleri her yere yumurtalarını götürürler. 18 gün sonra yavrular yumurtalarda çıkar. Yıl içerisinde 8-10 defa yumurtlayabilirler. Dişi hamamböcekleri öldükleri anda bile yumurta bırakırlar.  
Bu hamamböceği türü bulunduğu alandaki her şeyi yiyebilir. Her türlü pisliği, mikrobu taşırlar ve bulaştırırlar. Evlerde ilk yerleşecekleri mekanlar mutfak ve banyolardır. Karanlığı severler bu nedenle geceleri ortaya çıkarlar. Nemli, sıcak ve pis yerlerden hoşlanırlar. Kazan dairesi, depo bodrum altı gibi yerlerde yoğun olarak bulunurlar.Genellikle gıda yerlerinde görülürler.  Bu böcekler gıda zehirleri, verem, hepatit, mantar hastalıkları gibi çeşitli hastalıkların mikroplarını taşırlar ve bulaştırırlar.
 
Amerikan Hamamböceği
Ortalama 2-3 cm uzunluğundadır. Kanatlı kırmızımsı kahverenginde en büyük hamam böceği türüdür. Bu hamamböceği türü insanların yediği yemediği her şeyi yiyebilme özelliğine sahiptirler.15 ay ömürleri vardır. Nemli, sıcak ve pis mekanları severler. Evlerde en çok mutfak ve banyolarda bu haşere türüne daha çok rastlanır. Karanlığı severler.Bu haşere türü çeşitli şekillerde yaşadığımız mekana girebilirler. Bir hamamböceğinin yaşadığımız mekana girmesi yüzlercesinin girmesi anlamındadır. Üreme sürekli devam eder ve kısa bir zaman sonra evimizi istila ederler. Bu böcekler oldukça dirençlidirler.
 Bilinçsizce yapılan bir ilaçlama bu böcekleri ortadan kaldırmaya yetmeyebilir. Bu haşerenin bireysel mücadelesi oldukça zordur. Bireysel mücadele ve satın alınan çeşitli ürünler ile yapılan kısmi mücadele başarılı olmadığı gibi zaman ve ekonomik kayba da yol açar. Aynı zamanda bu süre zarfında üremeleri de artar. Bu haşere türü ile etkin bir mücadele, uygun ilaç ve periyodik uygulama gerekir.
 
  Oryantal Hamamböceği
Oval biçimli, parlak siyah ve çok koyu kahverengindedirler. Çoğalmaları ise amerikan hamamböceği gibidir. Anavatanları Asya olup buradan tüm dünyaya yayılmıştırlar. 25-30 mm boyundadırlar. 

Erkeklerin kısa, kahverengi kanatları işlevsel olup dişilerin ise körelmiştir.Dişileri oval, erkekler ise daha ince yapıdadır. Halk arasında karafatma olarak da tabir edilirler. Bu haşere türleri bodrum, bina boşlukları, lağımlarda ve ev içlerinde yuvalarını yaparlar. Ömürleri 6 ay kadardır. Her türlü gıda ve organik maddeyi yeme özelliğine sahiptirler. Her türlü pisliği,mikrobu taşırlar ve bulaştırırlar.
Bu böcekler gıda, su ve sıcağa duydukları ihtiyaçtan dolayı insanların yaşadığı her alanda görülürler. Özellikle evlerde ilk yerleşecekleri mekanlar mutfak ve banyolardır. Bu haşere türü zamanın büyük bir bölümünü yuvalarında geçirir. Karanlığı severler bu nedenle geceleri ortaya çıkarlar.

Dirençlidirler. Bilinçsizce yapılan amatör mücadelede ilaçlara karşı çok çabuk direnç kazanırlar. Bu böcekler gıda zehirleri, verem, hepatit gibi hastalıkların mikroplarını taşır ve bulaştırırlar.
 
  Tahtakurusu
Heteroptera (yarım kanatlılar) takımının cimicidae ailesindendirler. Yaklaşık 75 değişik türleri olmasına karşın bizi en çok ilgilendiren "cimex Lectularius" türüdür. İnsan, memeli hayvan ve kuşların kanlarını emerek beslenirler.

Erişkinleri 4-5 mm uzunluğunda, yassı oval ve kızıl kahverengindedirler. İtici bir koku salgılarlar. Emdikleri kanı sindirmeleri günlerce sürebilir ve bir kez beslenen tahtakurusu gerektiğinde bir yıl beslenmeden yaşayabilir. Tahtakuruları ısırdıkları yerde kızarıklık, kabartı ve kaşıntıya neden olurlar. Bulaşıcı hastalık taşımazlar.
 
KENE  Kene
Kene eklem bacaklıların örümceğimsiler sınıfından kan emici ve gözsüz bir dış parazittir. Özellikle göçmen kuşlarla hastalıkları yayıldıkları bilinmektedir. İnsan, koyun, köpek, kedi, deve gibi canlıların derilerine yapışarak kanlarını emer. "Asıl kene" olarak bilinir
Yumurta ile çoğalır. Dişi yumurtalarını yaprak, çöp veya hayvan kılları arasına bırakır. Larvalar genellikle kertenkeleler üzerinde, erginler ise insan, koyun, sığır, köpek gibi memeliler üzerinde parazit yaşarlar. Vücutları başla kaynaşmış bir göğüs ve torba biçimli dişi 11-12 mm'ye kadar sişer. Erginlerinde dört çift bacak bulunur. Bacakların uçlarında çengeller ve vantuzlar vardır. Deriye rahatça yapışarak hortumlarıyla kan emerler. İyice şiştikten sonra kendilerini yere atarak konaklarından uzaklaşır, ot veya ağaçlara tırmanırlar.
Ön ayaklarının uçları dokunma ve koku alma için özelleşmiştir. Ormanlarda bulunduğu ağacın altından bir hayvan geçtiği takdirde üzerine düşüp derisine yapışır ve etine hortumunu sokarak kanını emer. 
Bugün 889 kene türü bilinmektedir. Kenelerin hepsi zararlı, parazit ve kör değildir. Sığır ve köpek kene türleri gözlüdür. İnsan ve ehil hayvanlarda parazit yaşayanlar çeşitli hastalık mikroplarını bulaştırdıklarından sağlık bakımından zararlıdır ve birçok bakteri de üretmektedir.
Kene tedavisi çok zor olan, sonucu ölüme kadar varabilen son derece tehlikeli hastalıklar taşır. Keneler virüs, bakteri ile protozoon ve Rickettsia adlı parazitleri taşıyabilirler ve bu ciddi enfeksiyon etkenlerini kanını emdikleri insan ve hayvanlara aktarırlar.
 
  Pire
Siphonaptera takımını oluşturan küçük,kanatsız ve kan emerek beslenen böceklerdir. Sıcak ve ılıman iklim bölgelerini çok severler. Özel vücut yapıları sayesinde insan, memeli hayvanlar ve kemirgenlerin derilerine yapışarak kanlarını emerler ve konak değiştirirken birçok tehlikeli hastalığın taşınmasına neden olurlar. Erişkinlerin vücut uzunlukları 1-10 mm arasında değişir. Yaşam süreleri birkaç hafta ile bir yıl arasındandır.

Güçlü bacakları sayesinde boylarının 200 katını aşan mesafelere sıçrayabilir. Uzun bacaklı ve yassı vücutlu bu asalak yumurta, larva, pupa ve erişkin döngüsü ile çoğalır. Pupalar içinde olgunlaştıkları kozadan çıkar çıkmaz hemen tutunabilecekleri bir memeli
veya kuş bulurlar. Bazı pireler tek bir konak türünde yaşadıkları gibi bazı türleri değişik konaklarda yaşayabilir.

Vebanın insanlara bulaşmasında baş rol oynayan pireler (Xenopsylla cheopsis) ortaçağda Avrupa nüfusunun yaklaşık dörtte birinin ölümünden sorumludur. Vebanın bulaştığı kemirgenler (özellikle fareler) dayanıklı değildir ve çabuk ölürler. Ölen konaktan ayrılan pireler rahatlıkla insanlara ulaşarak bu hastalığı taşıyabilirler. Pireler veba'nın yanı sıra tifus ve tularemi hastalıklarını da bulaştırır.
 
Bit
Phthiraptera takımından yaklaşık 3300 değişik türü olan, küçük, kanatsız, yassı ve renkleri kirli beyazdan-siyaha varan asalaklardır. Çin'de insan bitinin de bulunduğu Anoplura alt takımı üyeleri emicidirler ve sadece memelileri konak olarak seçen bu alt takıma "gerçek bitler" de denilmektedir. İnsan vücut bitlerinin dışında tüm bitler, hayat evrelerinin tamamını konakladıkları canlının vücudunda geçirirler. Sadece vücut biti giysi kıvrımlarında barınır. Dişi bit sirke denilen yumurtalarını, tek tek veya topaklar halinde saç, tüy ve kıl diplerine bırakırlar. Tek bir dişi bit iki ay içerisinde 5000 yumurta bırakabilir. Bitler genellikle yaşadıkları konakları değiştirmezler.
 Özellikle evcil hayvanlarda aşırı çoğalmaları halinde hayvanın derisini tahriş ederek yaraların açılmasına ve sekonder enfeksiyonlara neden olurlar. İnsanda en çok görülen bit türü Pediculus humanus'tur. Vücut üzerinde yaşadığı bölgeye göre de değişik isimler alır.

Baş biti (Pediculus humanus capitis), vücut biti (Pediculus humanus humanus), kasık biti (Pediculus humanus pubis) şeklinde adlandırılırlar. Bitlenme şiddetli kaşıntı ve derinin tahrişi sonucu açılan yaralarda sekonder enfeksiyonlara, özellikle çocuklarda impetigo denilen iltihaplı deri hastalığına yol açar. Ayrıca vücut biti tifus, siper humması reccurent humması gibi hastalıklara neden olan mikroorganizmalarında taşıyıcısıdırlar. 
 
Deri Böceği
Ergin deri böceği 7-9 mm boyunda, olgun larva ise 11-13 mm boyundadır. Larvanın gövdesi sarımsı kahverenkte vücut kıllarıyla kaplıdır.Vücudunun sonunda uzun bir kıl demeti bulunur.

Kışı ergin olarak genelde ağaç kabukları altında geçirirler. Mayıs veya haziran aylarında uçarak depo etrafına yumurtalarını bırakırlar.
 10-15 günde açılan yumurtalardan çıkan larvalar etraftaki gıdalarla beslenirler. Pupa olmak için gıda ortamı, hatta tahta veya kurşun aksamında delik açarak pupa yeri hazırlarlar. 18-20 C'de yumurtadan ergine kadar 40-50 gün geçer. Yılda 1-5 defa döl verir. Ergin deri böceğinin ömrü bir yıldır.

Bu larvalar peynir, et ve salamı besin olarak tercih ederler. Ancak aynı cinse bağlı Dermestes maculatus türleri deri ve kürk depolarında önemli derecede zarar yapabilirler.
 
Halı Böceği
Ergin halı böceği 3-5 mm boyunda, olgun larva ise 7-8 mm boyundadır. Gövdesinin üzeri sert ve koyu kahverengi kıllarla kaplıdır. Yumurtalar 6-11 günde açılır. Erginler 35-40 gün yaşar.

Larva dönemi besin durumuna göre 260-640 gün arasında değişir. Larvalar yün, ipek ve bunlardan imal edilmiş elbise, kürk, deri, kıl, tüy, ölü böcek, kitap ve süttozu ile beslenirler. Bu tip eşya ve yiyeceklerin olduğu depolarda sık rastlanır.
 
Tesbih Böceği
Bodrumlarda ağaç kabukları altında rutubetli yerlerde yaşar, kendisini küre şekline getirebilir. Uzunluğu 2 cm kadardır. Rutubetli ve sebze artığı olan her türlü yerde yaşar,  mahzen ve bodrum gibi yerleri severler. Saksı bitkilerine zarar verirler.
 
Kara Sinek
Bu zararlılar ev sineği (musca domestica) olarak bilinirler. Diptera (çift kanatlılar ) muscidae ailesindendirler. Yerleşim yerlerinde ve hemen hemen her yerinde bulunurlar. Çöpler ve çürümekte olan organik atıklarla beslenirler.

Ağız yapıları sokma-ısırma niteliği taşımadığı için yalayıcı-emici özellikte gelişmiştir. Bu nedenle insan ve memelileri sokmamakla birlikte bacakları ve vücutları aracılığı ile binlerce hatta milyonlarca zararlı madde ve mikroorganizmayı insanların yiyecek içeceklerine bulaştırmak suretiyle birçok hastalığın taşınmasında önemli rol oynarlar.
 
Tatarcık
Diptera (çift kanatlılar) takımının "phlebotamidae" ailesindendirler. Tüm sıcak ülkeler ve Akdeniz ikliminde bol miktarda bulunurlar sadece dişi cinslerinin kan emdiği bu sineklerin erişkinleri sivrisineği andırırlar. İyi uçucu olmadıklarından dolayı üredikleri alandan fazla uzaklaşamazlar. 

Çoğunlukla gündüzleri kuytu yerlerde saklanarak geceleri ortaya çıkar ve soktukları yerde şiddetli ağrı, kızarıklık ve kaşıntıya neden olurlar. Tatarcıkların dişileri genelde birkez yumurtlar ve ölürler. Ancak bu evrimi birkaç kez yineleyeni de vardır. Yumurta ve larvalar ya sulu organik atıklarda yada bataklılarda gelişirler.
  Şark çıbanı, kala-azar ve tatarcık humması gibi hastalıkların insanlara taşınmasında aktif rol oynarlar. 
 
Sivrisinek
Sivrisinekler "Virüs Ansefaliti" ve sıcak bölgelerde görülen "filariazis" hastalıklarının taşıyıcılarıdır. İstirahat halindeyken gövdeleri dinlenme yüzeyine paralel, hortumları aşağı yönde eğiktir.

Kanatları tek renktir. Temiz yada kirli tüm tatlı sulara yumurta bırakırlar. Yumurtalar kümeler halinde yüzerler. Larvaları su yüzeyinde 45 derecelik bir açı ile baş aşağı olarak asılırlar. Yaşam siklusları 10-14 gündür.
 
Güve
Kelebeğin vücudu ve kanatları homojen olarak parlak altın renginde, kanat açıklığı 13 mm, olgun larvanın boyu da 13 mm'dir. Dişi kelebek yumurtalarını gıda ortamına yapıştırarak tutturur. Larvalar kendilerine bir kokon örerek içerisinde beslenirler. Gıda bitince tekrar bir tüp daha örerek orada beslenmeye devam ederler. Bu tüpler elbiselerin yaka altı, dikiş araları, koltuk altı vb. yerlerde bulunur ağların varlığı ile içerisinde güve olduğu anlaşılmaktadır.

Larvalar yün, ipek, kürk, deri gibi materyalleri ve mobilya döşemelerini yiyerek önemli zararlara neden olurlar.
 Uygun olmayan ortamda kokon içerisinde 8-24 ay uyur halde kalabilirler. Uygun koşullarda larva dönemi 30-35 günde tamamlanır. Pupa dönemi yazın 8-10 gün, kışın 21-28 gün sürer. Isıtılan binalarda yılda 3-4 döl, ısıtılmayanlarda 1 döl verir.
 
Yaban Arıları
Yaban arıları ısırmaları ve insanlarda alerjik reaksiyonlara neden olarak zarar verirler. Yaban arıları ağaç dallarında ve fundalıklarda binaların tavan aralarında veya yer altında yuva yaparlar.

Yaban arıları ile mücadelede bu hayvanları çekici yiyeceklerin ve su birikintilerinin ortadan kaldırılması önemlidir. Mekanik olarak tuzaklar içerisine çekici yemler konarak arıların buraya girmesi sağlanır ve girdikleri zaman çıkamazlar.
 Kimyasal mücadelede yuvaları ilaçlanır. İlaçlamanın, yaban arılarının içeride bulunduğu zaman yapılması çok önemlidir.
 
Ev Faresi
3 cm civarında boyları vardır ve fındık faresi olarak da anılırlar, renkleri genelde gridir, büyük kulakları, küçük gözleri ve burunları vardır. Pislikleri siyah pirinç büyüklüğünde ve ovaldir. Pisliğini etrafa saçar, yuvasını gıda merkezlerine yakın oyuk ve boşluklarda yapar, ev ve iş yerlerine yerleşir, çok iyi tırmanıcı ve sıçrayıcıdırlar.

Çok çabuk ürerler, gebelikleri 18-21 gün sürer ve her seferinde 5-8 arası yavru yaparlar. Yılda 5-10 döl verir. Çok güçlü koku duyuları vardır.
 Yetişkin bir ev faresi 0.5 cm delikten geçer ve 4 metre yüksekten atlayabilir.
 
Lağım Faresi
Ergin lağım faresi kuyruğu hariç 18-25 cm boyunda ve 200-600 gr ağırlığındadır. Küt burunlu, küçük kulak ve gözlere sahip, kaba tüyleri kahverengi siyah karın bölgesi gri beyaz arası bir renktedir. Lağım fareleri daha çok kanalizasyon sistemi, binaların bodrum ve alt katları ile depolarda, bina dışında ise nehir kenarlarında, yol boyunca toprak altında, çöp yığınları ve beton altında yuva yaparlar.

Erginlerin dışkıları iki ucu küt kapsül şeklinde ve 20 mm kadar uzunlukta olabilir. 2-5 ayda ergin hale gelir, bir yıl yaşarlar. Gebelikleri 3 hafta sürer.
 Bir keresinde 7-8 yavru doğurur ve yılda 3-6 döl verebilirler. Güçlü koku ve işitme duyularına sahiptirler. 12 mm'den büyük aralıktan kolayca geçebilir, 15 metre yükseklikten atlayabilirler.
Kemirmeyi severler ve en çok elektrik kablolarını kemirdiği için de sık sık yangınlara sebep olurlar.
 
Çatı Faresi
Ergin çatı faresi, kuyruğu hariç 16-21 cm boyunda ve 80-300 gr ağırlığındadır. Sivri burunu, iri kulak ve gözleri olup, kahverengi veya siyah tüylere sahiptir, çok iyi tırmanıcıdırlar. Bina içleri ve altında, çatısında, çöp ve odun yığınları içinde yaşarlar. Erginlerin dışkıları lağım faresinin dışkısı gibi fakat sivri uçludur.

Çatı fareleri 4 ayda ergin hale gelir ve 12 ay yaşarlar. Bir keresinde 4-8 yavru doğurur ve yılda 6 döl verebilirler. 12 mm'den büyük aralıktan kolayca geçebilirler.
 Fareler leptospiroz, selmonella, bruselloz, kuduz ve şap gibi bir çok hastalık ve mikrobu yayarak büyük tehlike teşkil ederler.
 
Akrep
Kıskaçları ve uzun kuyrukları ile kolaylıkla tanınabilirler. Akrepler kızdırıldığı zaman zehirli iğnelerini insanlara batırırlar. Akrepler geceleri hareket eder gündüzleri ise taşların altında, ağaç kovuklarında, molozlarda, tavan aralarında ve evlerin alt kısımlarında saklanır. 

Akrepler böcek, örümcek, kırkayak ve kara tespih böcekleriyle beslenirler. Çoğunlukla karnivordur, pek azı bitki öz suyu ile beslenirler. Bazılarının bir yıl kadar açlığa dayandıkları tespit edilmiştir. Kurak yerlede ve özellikle sıcak bölgelerde bulunurlar. Birçoğu toprakta derinlere iner ve yuva yaparlar. Vücutları oransal olarak büyük olmalarına rağmen yassı yapılarından dolayı dar aralıklardan geçebilirler.
 Akrepler yumurtlamaz, bunun yerine canlı yavrular doğururlar, yavru doğumdan sonra bir süre annenin sırtında taşınır.

Mücadelede saklandıkları alanın yok edilmesi büyük önem taşır. Akreplerin sakladığı klozetler, boru giriş yerleri, tavan araları, bodrum katları gibi yerler, dışarıda taş yığınları ve odunluklar ilaçlanmalıdır. 

Ayrıca akrep sokmalarından korunmak için yatarken tavandan düşmelere karşı cibinlik kullanılabilir.
 
Karınca
Sosyal yaşayan, yapıları ve görevleri ile farklı sınıflardan topluluk oluştururlar. En kalabalık sınıf işçi kısmıdır. İşçilerin eşeysel organları körelmiştir. Besin sağlama,  yuva yapma, savunma ve yavru bakımı gibi işlevleri yerine getirirler. Kraliçenin ise eşeysel organları oldukça gelişmiştir. Sadece yumurta bırakırlar. Çiftleşme döneminde kanatlı olmaları ile işçilerden ayrılırlar.

Bazıları 15-20 yıl yaşamaktadırlar. Erkekler,  işçi ve kraliçeden belirgin olarak ince yapılı olmaları ile ayrılır. Kanatlarını atmazlar,  çiftleşmeden hemen sonra yuvadan uzaklaşan erkekler birkaç gün içerisinde ölürler.
 Kraliçe yumurtalarını martta bırakmaya başlar. Eylülde yumurta bırakma durur.

Bir çok tür besin depo eder ve özellikle tahıl tanelerini yuvalarına taşırlar. Evlerde istenmeyen görüntüler oluşturdukları için mücadele yapılmalıdır. Mücadele yuvalarının tahrip edilmesi, kraliçenin bulunması ve elimine edilmesidir.

Karıncalar kış süresince görüldükleri takdirde, iç mekanlarda yuva yaptıkları düşünülmelidir. Yazın dış mekanlarda yuva yapmayı tercih ederler. Kimyasal olarak halk sağlığı alanında kullanılan Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsatlı insektisitlerin kullanılması tavsiye edilmektedir.
 
Gümüş Böceği
Gövdesi 7-10 mm boyundadır. Erginin üst kısmı gümüş renkte pulcuklarla kaplıdır. Yumurtadan yeni çıkmış yavrular beyaz renktedir. Bir dişi 100 kadar yumurta bırakır, hayat devresi bir yılda tamamlanır, erginler 2-3 yıl yaşar.

Un fabrikaları ve depoları,  kütüphane, ev ve kağıt depolarında sık rastlanan böceklerdir. Nemli sıcak ve loş yerleri severler, şekerli , unlu maddelerle, kağıt ve kağıt ürünleriyle beslenirler. Pamuk, naylon, kitap ciltleri, duvar kağıtları, nişastalı materyallerle beslenirler.
 Raflar, dolapların arka kısımları, su borusu geçen yerler, klozet, kapı ve pencere çevresi, kağıt materyal bulunan odalar özellikle ilaçlanmalıdır.
 
Yılan
Genel olarak fare gibi kemiricilerle, küçük sürüngenlerle, kertenkelelerle ve böceklerle beslenirler. Kemiricilerle beslendikleri için yararlıdırlar. Çok hızlı hareket edebilirler ve ağaçlara da tırmanabilirler. Gündüzleri aktiflik gösterirler. Ekimle nisan ayı arasında kış uykusuna yatarlar. Haziran ve temmuz aylarında yumurtlamaya başlayan bu hayvanların dişileri bir defada 10 kadar yumurta bırakabilirler.

Kuru yerlerde, çalılık ve taşlık alanlarda yaşarlar. Tarlalarda, bahçelerde ve ev yakınlarında görülürler.
 Bitki örtüsünün seyrek olduğu, kurak yerlerdeki taşlık ve çalılık yerlerde, evlerin yakınında, tavan aralarında yaşarlar. Toprak evlerin çatılarında da görülürler.
Rahatsız edildiklerinde yada kendilerini korumak için saldırabilirler. Mücadelesinde yaşam alanları yok edilmelidir.
 
Kulağa Kaçan
Genelde nemli ve yağmurlu zamanlarda evlere akın ederler. Bilinenin aksine zararsızdırlar. Ev duvarlarındaki çatlak ve yarıklardan, yürüme yolları ve garajdan, etraftaki sarmaşık tipi bitkilerden içeri girmektedir.

Ev etrafındaki bitki atıkları, taş yığınları gibi rutubet oluşturacak alanlar imha edilmelidir.
 
Salyangoz
Sularda ve nemli çayırlarda yaşayan, değişik ebat ve şekillerde çok değişik türleri vardır. Kabuklu bir türdür. Gezdikleri yerlere sıvılarını bulaştırır. Bitkileri yiyerek yaşamları sürdürürler. Küçük türleri çoğu kez bahçelerde süs bitkilerini sararak kurumasına sebebiyet verirler. 

İnsan barsaklarında yaşayan ve halk arasında barsak kurtları adı verilen ve çok çeşidi olan bu canlıların bazılarına ara konakçılık yaparak insanlara yayılmasında rol oynarlar.
Bahçe ve çimenlik alanlarda özel yem şeklinde hazırlanmış mollusisit grubu ilaçları atmak sureti ile kolayca mücadele etmek mümkündür.
 
Kırkayak
Genel olarak katlarda, balkonlarda, bodrumlarda, rutubetli ortamlarda, yaprakların altında ve gübrelik alanlarda yaşarlar. Boyları 3 ile 7 cm arasında değişmektedir.

Sıcak, nemli ve saklanabilecekleri yerleri tercih ederler. Yumurtadan çıktıktan sonra ergin hale gelmeleri 75 -150 gün arasında değişmektedir. 
İç ve dış alanlarda yuvaları, yaşam alanları tespit edilmeli ve periyodik olarak ilaçlama yapılmalıdır.
 
 
Çekirge
Boyları 2,5 - 3,5 cm arasında değişen siyah veya kahverengi olan çekirgelerin kalın,  köşeli gövdesi ve zıplamasını sağlayan uzun bacakları vardır. Genellikle dış alanlarda yaşayan çekirgeler, beslenme ve sığınma amaçlı olarak iç alanlarada girmektedirler.

Işık tarafından çekilebilen çekirgeler açık camlardan, bina duvarlarındaki çatlak ver deliklerden bina içerisine girerler. Özellikle kirli giysilere beslenme amaçlı zarar verdikleri bilinmektedir. Yaşam alanları ekili araziler, ağaçlık alanlar, bina yakınlarındaki uzun otlar ve sarmaşık gibi yoğun bitkilerin araları, keresteler ve taş yığınlarıdır.
Çekirgelerle mücadelede önemli noktalardan birisi bina yakınlarındaki yaşam alanları yok edilmesi ve ilaçlanmasıdır.
 
Ağaç Kurdu
Eski tahta eşyalara, ağaç pencere, kapı, mobilyalara yerleşerek dehlizler açarak ilerlerler. Büyük toplu iğne başı büyüklüğündeki ağaç kurtları genellikle kahverengidirler.

Kemirdikleri ağaçların tozları dökülür ve ölen ağaç kurtları mobilyaların altına düşer. Mobilyaların iç aksamında yuvalanırlar. 
Profesyonel haşere kontrol servisimiz özel formülasyonlar kullanılarak yok edebilmektedir.
 
Çiyan
3-10 cm arası büyüklükte 2-8 mm eninde yassı gövdesinde 17 çift anteni bulunan zehirli bir haşeredir. Evlerin loş,nemli ve karanlık bölgelerinde, taşların altında ve karanlık yerlerde yaşarlar.

Geceleri böcek ve solucanlar ile beslenirler ve insanlara saldırmazlar. Terlik ve ayakkabı giyerken veya çıplak ayakla dolaşırken sokabilirler. Isırdıkları yerde koyu renkli iki adet iz görülür ve örümcekteki gibi zehirlenme belirtileri görülür.
Isırdıkları yer hemen temizlenmeli gerekirse biraz kanatılmalı ve hemen bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır.